4 Şubat 2019 Pazartesi

VLADİMİR BURKONY / 666 SAHİFE / CİNİUS YAYINLAR


2001 Yılında bir gazetede okudum Vladimir Burkony'nin intiharını, belki haberi dramatize etmiş olabilirler, Ukrayna'dan göç ederek, Antalya'da çalışan bir müzisyenin ümitlerini yitirip, öylesi bir biçimde ömrünün geçeceği kuşkusuyla, intihar ettiğini yazıyordu gazete...
İnsanın iç dünyasında hüzünlü bir titreşime yol açan, ürperten şeyler vardır. Kıyıda köşede yitip giden karanlık ruhları merak ederim, köyün delisini, roman yazdığı halde yayınlamayan veya yayınlatma olanağı bulamayan bir heimatlosu, ay ışığında kendini asan İsabey köyündeki Kezban'ı ya da Portekiz'de içerek sızan ve bir daha uyanmayan ve ama yanında karalanmış bir kaç dize bulunan adsız Pessoa'yı...
Vladimir Burkony'nin romanını yazmaya ant içtim kendimce, kararlılık adına değil, onda bir parça kendi yazgımı ya da başkaca yitip gitmiş insanları gördüğüm için, bu bir yazgı değil bir tür ruh kardeşliğidir benim için. Aradan 16 yıl geçti, bir gün aniden yazmaya başladım, 66 günde bitirdim neredeyse, 666 sahife çıkınca sevindim, esprisi var diye...
Ukrayna'ya gitmedim ama gideceğim, gitmeden yazdım orayı, gitseydim yapay ve roman'tik olamazdı. Sonrasıysa yeni vatanında geçiyor. Yazında amaç ruhlardan söz etmektir, bedenden değil. Elbette salt Vladimir Burkony değil anlatılanlar, bir intiharın olasılıkları ve yaşamın handikapları ve iç dünyalar... Çekinmeden yazdım her şeyi, amaç ne intihar, ne Vladimir'in bir treni kaçırması ne de aç kalma olasılığı... İntihar eden bir insanın, sıradan ama sanatsal tepkileri ve yaşamda savrulup giden öznel ve düzensiz biçimde sıralanmış düşünceleri.
Vladimir Burkony intihar etti ve size öylesine, bir gün intihar edeceğini bilmeden ama ikide bir intihar edeceğim ben diyerek, gevezece tepki gösteren, sanrılar, umarsızlık ve bilgiçlikle dolu bir kitap bıraktı geride!.. Belki hiç gereği yokken canına kıydı evet, ama o bir kitapta yaşamayı başardı yine de!.. Yaşamak bir biçimdir ne de olsa!..
(Daha önce onun için şunları yazmışım)
Her insan bir kütüphanedir... 47 yaşında, düş kırıklığıyla sona eren bir yaşam; ama imgelemde uçsuz bucaksız bir hayatın romanı... Bilimin, sanatın ve yaşamın amansız bir eleştirisi...
''Vladimir Burkony bir müzisyendi, geçmiş yıllarda; 'Ural Birliği'nin dağılması sonucu, ortaya çıkan parçalanma ve ekonomik kriz ertesinde; Ukrayna'dan ülkemize göç etmek zorunda kaldı. İyi bir eğitim görmüş ve kemana gönül vermiş biriydi. Durumu iyileşecek, geçim noktasında bir birikim edinecek ve ülkesine geri dönerek, derin araştırmalar, besteler yapmak ve akademik çalışmalarla, müzik tarihine katkılarda bulunmak istiyordu...
Ama düşleri gerçeklere yenildi ve ne yazık ki, bar ve pavyonlarda, ucuz işler, öylesi şeyler diye niteleyebileceğimiz ortamlarda yıllarını geçirerek, gün geldi umudunu yitirdi!..
Sanrılara kapıldı ve içine düştüğü karaduygular tüm bedenini ele geçirdiğinde; bir gece yarısı canına kıyarak, bu dünyadan ayrılmayı yeğledi.
Bu kitap, çağımızın 'Umutsuzlar Parkı'nda, kimselerin görmediği ve sessizce geçip giden, kimi canına kıyan, kimi yarı yaşar, köprü altlarında, sağda solda ömrünü tüketen ve tanrının düşünmekle, idealist ülküler peşinde koşmakla cezalandırdığı insanların; hepimizi dehşete düşüren, trajik romanıdır...''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder