29 Kasım 2013 Cuma

OLBRZYMYZ














Kozmik romanın içlerinden geçerken, sonsuz karanlığın Iapetus’u karşımda duruyor, Pythagoras megawatt hesapları yapıyor, homoheidelbengensis plazmada yüzüyordu!..
Preeklampski zehirlenmesiyle kıvranıyor Hypatia, gangliyon duraklarını sorgulayarak, kan içici Sekhmet’i anlamak istiyorlar.  Ekvatoral çizgiler silindi, kurbağa prens gelmiyor, random mutasyon ağları ve cinbönler güneşte ısınırken, Hekate’yi onarıyor, sevişme makinesi. Escher, Escherler'in kardeşi!..  Haiyan tayfunu sırtında, mavi türbülans gerinirken, kapsülde savruluyordu. Leiden şişeleri düşük sayıda, partenogenez –eşeysiz doğum- erteleniyor, integraller doğuşurken, paumari dili yamaçta, Quadrantidler’in evinden çıkarak, Ison yıldızı, Hurri ve Luvileri uğurluyordu. Waldeyer halkası soluk borularından geçip, agoranın ortasına kadar geldi... Uzaklarda Doppler kaymasını gözlüyor, genom dizimleri ve Denisovan’ın sevgisine sarılıyordu Aldairliler!.. Feldspat çağları ve sima insanları konuk gelecek, lenfoma ve Fantoma anıtlarını süsleyin, Isfahanlı ve Derrida’yı çağırın. Druidleri salın Utarit’e, blokajlar ve Fordlandia plantasyonuna göz atsınlar. Gösterin, kim payanda oluyor bu yaşlı gezegene, kim?.. Amuriler ve osilatörler anılarımız bizim!.. Heptakometler ve hiperbolik ağlar ulu kanatlarımız.  Biliyor musunuz, Ebers papirüsü denizlerde yuvalandı, tarpon balığını geride bırakmış geçen gün, Lovejoy kuyruklusundan iyi koşuyor.  Berenice’le kol kola Nahl suresi!.. Ruh ikizim diye beni yanından ayırmıyor. Peteğin geometrisi, yüreğin aritmetiğini geçmek üzere ve Tetis denizi tümüyle sanal.  Kapaisin ve jüpon, fermiyon ve bozon gölgelere dönüştü...  Tripofobiden kaçan mizantroplar, Rinjani-İshak kuşuna yakalandılar.  Atalarımız siyah arılar, hınçla kutluyor yer insanlarını!.. Balıkçıllar kuyruklarını sallayarak darmaduman olmuşlar. Ufuklar ötüşerek, ateş sarısıyla tutuşuyor ve karanlık yavaşça bastırıyor. Yamaçlardan sessizce yitiyor yaşlı gezegenimiz, yükselen ayetlerle Gunnes doğuyor ve işte birden beliriyor Olbrzymyz!..
(09.01.14)




*
 
 
 
 
VİRÜS

Sinüs bahçelerinde geçirdiğimiz günler
Elektromanyetik ray topları

Ve orada
Güz sonunun rengârenk yağmurları.

Savoke Company cadıları
Origami robotlar....

Ve sonsuz Heartbleed çağları
Kendibeslek Başak yıldızı
Lorentz gücü
Ve Gökkuşağı Savaşçıları

Konvansiyonel akımlar yurdu
Klunder ve Velocitas eradico.

Ve Mesih'in çocuklarına
Hızlıyım kaç uyarıları.

Onu aradım, neredesin baba dedim,
uçsuz bucaksız boşluklar ve uçurumlara yağan yağmurlardan
başka bir şey göremedim yalvarışları...

Işık savaşları
Jack'ın manyetik rezonansı.

Gün boyunca ekranda göründüğümüz gün!
Kulakları sağır eden gümbürtü

Frekanslar ve boyutlar
Lenf hacimleri.

Ve oralarda
Usların dışında
Yükselen faz diyagramları.

Ve bizden sonrakilerin eyer ve derisi!..

Ve uzaklarda ışıldayıp duran
Sonsuzluk ve gölgesi.

Tanrının tahtı ve ötesi!
Genetik kombinasyonlar
Risperidone fetişi
Ve cuvier gagalı balinalar.

Geo dataları
Denis Villeneuve
Urban çağları
Delirium trans

Ve maniheizmin
Yosunlu atlas halatları.

Ve yukarda
En yukarda
Bütün görkemiyle dikilen
Friedrich Barbarossa!

Ve aşağılarda Göksu deresi.

Ve tözler anlamakta zorlandığımız şeyler
Formatif tümceler söylenceler lejendler

Ve Kolombiya ve Tuncalar
Ve bourgeois downland
Ve kıyı boyunca sarin depoları
Uzay formasyonları
Ve coşkuyla koşarak yürüyenler

Ve öylesine uçuşan sinek
Ve kendi halinde yüzen destroyer
Ve uzay dolmuşları yelkenliler

Kahkahalar, çılgınca dönen balerin
Havada!

Ve ayaklar altında ve yamaçlarda
Sessizce dolaşan karınca!..
 
 
 
 
*
 
 
 
 
 
KENDİM

Sabah sokağa çıktığımda ilk gördüğüm kişi kendimdi.
Köşeyi döndüm, gene kendim.
Durağa geldiğimde gene!..
Otobüse bindim, baktım, gene kendim.
İşyerine geldim, çevremde sayısızca kendim, kendimler...

Koltuğuma oturdum, işte gene kendim.

İşlerini yapmamı isteyen, zorluklar çıkaran, kolaylıklar sunan bir sürü kendim!..
Öğle tatili; gene öyle...

Yemekte, çay molasında, işbaşında...

Bir sürü kendim.

Akşam paydosunda, dışarı adım attığımda; ilk karşıma çıkan şey, gene kendim!..

Otobüse iniş biniş, sağa sola bakış, galeriler, mağazalar,

Cetvelle, pergelle oyulmuş mağaralar, evler, alanlar hep kendimle dolu!..

Dün, bugün, yarın, sonsuzca bir kendimler çoğunluğu!..

Bıkmadan, usanmadan, sürgit kendim.

Aşağı, yukarı, önü, ardı, eni, sonu bir kendimler kalabalığı...

Birden kavradım olan biteni!..

 O gün, kendimi yok ettim...
 




 

 
KURS


 Assos’ta, tepedeki o altın tapınakta, kanatlı bir gladyatör duruyor. Altın yayını güneşe doğru tutuyor ve ucunda Merkür nişanı bulunan oku; Helios’a fırlatıyor. Lesbos adasında, sirenler çalarak, kıyıya doğru kalyonlar, filikalar, kadırgalar yaklaşıyor ve Hektor gökyüzünden ağarak; Truva savaşının başladığını haykırıyor!..

Güneşin yalazında alev alev yanan tapınak, Aşil’in topuğunu tutuşturuyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder