23 Aralık 2021 Perşembe

 
    



                               ODYSSEUS / Ulus Fatih / Cinius Yayınları / 758 Sahife.
                                                  
                                                    Okuma Gezileri

   

Bu kitap Homeros’un Odysseia’sindeki Akdeniz ve Hades gezisi gibi, okuduğum kitaplar arasındaki bir gezidir ve Homeros’un Odysseia’si  ile özel bir bağlantısı yoktur. James Joyce’un Ulysses’inin de bir bağlantısının olmayışı gibi. Odysseia beni etkileyen kitapların başında gelir. Oradaki doğa betimlemeleri büyüleyicidir ve lirizmi de eşsizdir. Okumak insanı anakronik ve tersinir, anlağın alışkanlıkları dışında çatışık varsayımlar üretmeye yöneltmelidir diye düşünürüm, düş kırıklığı başattır yazında, çünkü salt olumlamalarla dolu dünyamız da güvenilir sayılamaz ve ‘Karanlığa övgüler olsun, çünkü o bize düş kurmasını öğretti’ yaklaşımı geçerli bir mottodur bir ölçüde… 

Geçmiş zamanda yazılanların güçlü bir varyantı ya da aşkın olanını kaleme almak ister bir insan, aşkın olan nedir diye düşünebiliriz ama yazın bir kategori olmamalıdır, her şey gibi bir arayıştır, gerçekte yaşamda saltık bir arayıştır…

Kitap tüm parodileri barındıran bir kitap olsun isterdim, ütopyalar, felsefi şeyler, yaşam öykümsü anılar, kutsal kitaplara anıştırmalar, kaotik yazın, sosyal gerçekçilik, değişken metinler, bilim kurgu, gotik öykünmeler ve evet Odysseia’daki gibi büyüleyici doğa betimleri olsun isterdim, özde eksikliğini ya da özlemini duyduğumuz şeyler olsun bir bakıma, sonuçta bir ölçüde ereğimi yerine getirdim, yazılan sonuçta nitel ya da nicel sayılsa da, ancak kendimiz olabildiğimizde yazmış oluruz. Yazmak vulger deyimle boyumuzun ölçüsünü almaktır. Beğeni soyuttur. Nedir ki bu kitap korona günlerinde yazılmıştır, eklentiler ve olağandışı yanları varsa da, aksın bütünlüğü ve hacmin doyum oranını artırma çabası adınadır.  

Pierre Louys, Yaşar Kemal ve Homeros’tur büyüleyici doğa tanrılarım, toplumcu bakış içinde  Nazım, Kâbe’dir ve Borges Borgestir benim için, gotik yazın, Poe ve nice gerçeküstü gerilim ustalarıdır, bu arada Binbir Gece Masalları’da büyüleyici ve yol göstericidir, o her şey ve hiçbir şeyin ta kendisidir, yaratılışımızın mesellerini andıran bir şey, kaotik yazın Ezra Pound şiirinden esinlenebilir, kök olarak, kantolar yeterli.

O yarı bildik, artık anımsamakta güçlük çektiğimiz, küçük harfli kutsal kitapları okudum ve gözlerim neredeyse kör oldu, ütopya denildiğinde Morus hatta sayısız yazar vardır, yaşam bir ütopyadır zaten, otobiyografi anıldığında öz yaşantımızın kesitleridir.

Kitap bir karma ve başucu yazarlarıma bir gönderme sayılabilir. Adları epeyce çok, Kavafis’i, Lem’i, Sevim Burak, Leyla Erbil, Latife Tekin, Tomris Uyar, Llosa, Paz, Heidegger, Nazım, Mehmet Rauf, Yaşar Kemal ve andıklarım dışında, unuttuklarım aysbergin altıdır belki de. Sonsuzdur onlar. Kitap okumak insanı yazar yapmaz, kitap içimizdeki denizin aydınlanmasına yol açar, ne kadar okursanız o kadar aydınlanacaktır deniz, dolayısıyla bu bir kitap değil gerçekte, içimizdeki denizdir. Bu yüzden pek çok metni ya da şiiri diğerlerinin arasında bir kez daha yineleyebiliyoruz, bunu hoş karşılamalı ya da kurgunun bir parçası olarak yeniden kayda geçebilir diye düşünmeliyiz, çünkü Pierre Menard’ın Don Kişot’u gibi bir metin ya da şiir okunduğunda veya başka bir bütünün içinde eridiğinde, başkaca bir anlam barındırabilir veya yeni bir kavramsallığa bürünebilir diye düşünüyorum açıkçası, kurgulayanın sanrıları bile olsa bu, anlam tek tip değildir, her okuyuşta yenilenebilir.

Yazılacak o kadar çok şey vardır ki dünyada, çünkü evren organik bir romanstır gerçekte, her kitap öznesinin sübjektif meselidir ve sonsuz varyantlara açılır, yeniden dünyaya gelseydik yazdıklarımızı unutmak zorunda kalırdık ve  bu yüzden yazmak yalnızca anımsamaktır ne yazık ki!.. Bir kitap ruhları sağaltmak görevini yüklenmemeli, tam aksine dünyamızı göz önünde tutuyor olursak, ruh sağlığımızı bozmalıdır, yeni bir arayış, yeni bir yolculuk için.  Belirsizlik İlkesini temel alırsak, fantastik yazına öykünen bir kitap için, deliliğin sınırlarını aramak ve düşlerin gotik ürkütücülüğünde gezinmek istiyorsanız okumayı düşünebilirsiniz. Dünya bir bahçeyse, her çiçek kendisi olmalıdır.